Demansın Artışı ve Önlenebilir Risk Faktörleri

Demansın Artışı ve Önlenebilir Risk Faktörleri

Medicana Kadıköy Hastanesi Nöroloji Bölümü’nden Uzm. Dr. Oğuzhan Onultan, dünya genelinde yaşlı nüfusun hızla artmasının, hipertansiyon, diyabet ve işitme kaybı gibi demans risk faktörlerinin yaygınlaşmasına neden olduğunu ifade etti. Bu durum, demans vakalarının sayısında belirgin bir artışa yol açmaktadır.

Hastaneden yapılan açıklamada, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, 2050 yılına gelindiğinde dünya genelinde 65 yaş ve üzeri nüfusun iki katına çıkarak 2,1 milyar kişiye ulaşmasının beklendiği belirtildi. Bu artışla birlikte, demans ile yaşayan kişi sayısının 139-153 milyona ulaşması öngörülmektedir.

Uzm. Dr. Oğuzhan Onultan, demansın dünya genelinde en yaygın olarak görülen 7. ölüm nedeni olduğunu ve bu durumun küresel bir sağlık krizine neden olduğunu vurguladı. Demansın yaşlılar arasında engellilik ve bağımlılığın en önemli sebeplerinden biri olduğunu belirten Onultan, yaşlanmanın demans için en güçlü risk faktörlerinden biri olduğunu dile getirdi. “Yaş ilerledikçe, beyin hücrelerinin hasar görme ve işlevlerini kaybetme olasılığı artar. Yaşlı nüfusun artmasıyla birlikte, hipertansiyon, diyabet ve işitme kaybı gibi diğer demans risk faktörleri de yaygınlaşmakta ve bu durum demans vakalarının artmasına sebep olmaktadır.” şeklinde konuştu.

Lancet Tıp Dergisi’nde yayımlanan bir rapora göre, demansın potansiyel olarak değiştirilebilir 12 risk faktörü bulunmaktadır. Bu faktörler şunlardır:

  • Az eğitim
  • Hipertansiyon
  • İşitme bozukluğu
  • Sigara içmek
  • Obezite
  • Depresyon
  • Fiziksel hareketsizlik
  • Diyabet
  • Düşük sosyal iletişim
  • Aşırı alkol tüketimi
  • Travmatik beyin hasarı
  • Hava kirliliği

Uzm. Dr. Onultan, değiştirilebilir risk faktörlerine bağlı demans vakalarının dünya çapındaki demansların yaklaşık %40’ını oluşturduğunu hatırlatarak, “Bu veriler, demansın teorik olarak önlenebilir bir hastalık olduğu sonucunu doğuruyor. 12 risk faktörüne maruz kalan bireylerin sayısının fazlalığı, demans vakalarının artmasına sebep olmaktadır.” dedi. Ayrıca, görme kaybı ve yüksek kolesterolün de demans gelişimiyle ilişkili yeni risk faktörleri olarak kabul edildiğine dair önemli kanıtların bulunduğunu belirtti. Bu bulgular, demansın önlenmesi ve yönetimi için yeni stratejilerin geliştirilmesine olanak tanıyabilir ve bireylerin yaşam tarzı değişiklikleri yaparak bu risk faktörlerini azaltabileceklerini göstermektedir.

Demans vakalarındaki artışın, değiştirilebilir risk faktörlerine odaklanarak kısmen önlenebileceğinin altını çizen Onultan, “Eğitim seviyesinin artırılması, kan basıncının kontrol altında tutulması, işitme kaybının önlenmesi veya tedavi edilmesi, sigara içmeme, sağlıklı kilonun korunması, depresyonun tedavi edilmesi, fiziksel olarak aktif kalınması, diyabetin yönetilmesi, sosyal iletişimin artırılması, alkol tüketiminin sınırlandırılması, beyin yaralanmalarının önlenmesi ve hava kirliliğinin azaltılması gibi faktörler üzerinde çalışarak demans riskinin azaltılması mümkündür.” değerlendirmesinde bulundu.

Toplumda farkındalığı artırmak ve erken müdahale programları geliştirmenin de demansın yaygınlaşmasını yavaşlatmaya katkı sağlayacağına dikkat çeken Uzm. Dr. Oğuzhan Onultan, eğitim, sağlık hizmetleri ve toplumsal farkındalık kampanyalarının demansın önlenmesi ve yönetilmesi konusunda kritik bir öneme sahip olduğunu vurguladı.

Kaynak: AA / Ekonomi

administrator

Related Articles

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir